Nisa Suresi’nin 34. Ayeti / “Kadına Dayak” Meselesi

“İslam’da kadın hakları” ve “İslam’da kadına verilen değer” gibi meseleler çerçevesinde zaman zaman gündeme gelen ve içerdiği “darabe” kelimesinin farklı anlamlara gelebilmesinden ötürü, Türkçeye nasıl tercüme edileceği hususunda tartışmalara konu olan ayet.

Her dilde olduğu gibi, Arapçada da farklı manalara gelebilen (eş sesli) kelimeler vardır. Dolayısıyla Arapça bir kitap olan Kuran’da da bu türden kelimelere rastlamak mümkündür. İşte “darabe” kelimesi de böyle sesteş kelimelerden birisidir; Kuran’da “vurmak, bırakmak, vazgeçmek, izah etmek, sefere çıkmak, örtmek” vb. pek çok manada kullanılmıştır.

Dil bilimsel açıdan, Nisa/34’te kullanılan “darabe” fiili, “(onlara) vurun” veya “(onlardan) ayrılın” manalarına gelebilir. Mesela 43/5. ayette, “Haddi aşan bir kavim oldunuz diye vazgeçip sizi uyarmayı bırakalım mı?” denilirken, “darabe” fiili kullanılmıştır. Nisa/34’te, “vurun” ve “ayrılın” manalarından hangisinin tercih edilmesinin daha uygun olacağına karar vermek için (diğer eş sesli kelimelerde de olduğu gibi), ayetin öncesine-sonrasına ve Kuran`ın bütününe bakmak gerekir.

1) Nisa/34’ten hemen bir sonraki ayet (Nisa/35), “Ve in hiftum şikaka beynihima…”  yani “Şayet o ikisinin (karı-koca) arasının yarılmasından/açılmasından/ayrılmasından korkarsanız…” şeklinde başlamaktadır. Bu durum, bir önceki ayette bir ayrılıktan bahsedildiği görüşünü desteklemektedir.

2) Kuran’ın bize haber verdiğine göre, peygamberimiz eşleriyle çeşitli problemler yaşamış ve hatta kimi zaman şiddetli geçimsizlik olarak tanımlanabilecek boyutta sorunlar ortaya çıkmıştır. Böyle bir durumda Allah’ın peygamberinden istediği şey şu olmuştur:

Ahzab/28-29: “Ey peygamber! Eşlerine de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, o zaman gelin size ayrılık nafakasını vereyim ve sizi güzelce bırakayım. Eğer Allah’ı, elçisini ve ahiret yurdunu istiyorsanız, Allah sizden iyi davranışlarda bulunanlara büyük bir mükafat hazırlamıştır.”

Görüldüğü gibi, burada peygamberden huysuzluk yapan eşlerini dövmesi, onlara vurması değil; onlardan ayrılması istenmektedir. 

3) Kuran’a göre, eşinin zina yaptığını söylese dahi bir erkek karısını dövemez (nur/6-10) ve karısı (suçlamayı kabul etmedikçe) zina cezası da almaz. Böyle bir durumda dahi, kocanın sözüne itibar etmeyen ve kadına ceza uygulatmayan Kuran’ın, geçimsizlik durumunda erkeğe kadını dövme hakkı tanıması, mümkün gözükmemektedir. Mesela, birtakım rivayetlere göre, sahabeden Uveymir, karısı Havle bint Kays’ın zina yaptığını söylemiş; bunun üzerine boşanmışlardır. Uveymir’in karısına herhangi bir ceza (dayak vb.) verilmemiştir. Benzer şekilde, Hilal adındaki sahabi de, karısının Şerik ismindeki biriyle zina ettiğine şahit olmuş (böyle olduğunu iddia etmiş), karısı ise bunu kabul etmemiş ve bunun üzerine boşanma gerçekleşmiştir ve karısı da herhangi bir ceza almamıştır!

Bir Cevap Yazın